(Mecelletü"l Ezher"i (Ezher dergisi)nin) Temmuz (2008)
sayısında "Nihayetu İsrail, mahtume"/İsrail"in sonu kaçınılmaz
ve kesindir başlıklı yazıya rastladım.
İsra Sûresinden yola çıkan yazar Prof. Hamdi Futuh Vali, sûrede
beyan edildiği gibi Yahudilerin iki ifsade ve yükseliş devrinden
bahsetmektedir. Buna mukabele olarak kimi Yahudiler de aynı silâhla
Müslümanları vurmak üzere Tevrat"a dayalı Müslümanların iki yükselişinden
bahsetmektedir ve Müslümanların son yükselişinin de günümüze tekabül ve isabet
ettiğini ileri sürmektedirler. Bu, sembolizm veya simya alanındaki mücadeleyi
gösterir.
Kur"ân-ı Kerim Yahudilerin ifsat dönemleriyle alakalı olarak
birinci veya ikinci vade dememiş belki birinci ve sonuncu kez demiştir. Bu da
Yahudilerin ifsatlarının üçüncü veya dördüncü defa olmayacağını sadece iki defa
ile sınırlı olacağını haber vermektedir. Dolayısıyla bazılarının " fein
udtum udna" ifadesinden üçüncü veya daha fazla ifsat dönemleri çıkarmaları
yanlıştır. Sonuncu defasından sonra zaten kıyametin saaati yaklaşmaktadır. İsra
Sûresinin başında birçok kişinin gözünden kaçırdığı çok dakik hususlar var.
Sözgelimi "Letüfsidünne fi"l arz"/Yeryüzünde
bozgunculuk yapacaksınız ifadesindeki yeryüzü aslında bir cihetle diasporanın
örgütlenmiş hali olan Henry Ford"un deyimiyle beynelmilel Yahudi"ye
işaret etmektedir. Arz ifadesinden yeryüzü çıktığı gibi aynı zamanda
beynelmilel Yahudi ifadesi de çıkar.
Yazar Vali, Hazreti Musa"nın 124 yıllık hayatı boyunca Arz-ı
Mev"ud"a giremediğini ve Harun Aleyhisselam"ın vefatından üç yıl
sonra onun da vefat ettiğini ve fetih sürecini tamamlamanın Yuşa Bin Nun"a
nasip olduğunu söylemektedir. Bununla birlikte, müellifin Yuşa Bin Nun (Aleyhisselam)"la
alakalı yorumları Kur"an-ı Kerim"in ruhuyla çelişmektedir. Bu ayrı
konudur.
Hatırlayanlar bilirler önceki yazılarımdan birisinde Hazreti Musa
Aleyhisselam"ın 124 yıllık ömründe tamamlanamayan sürecin aslında
40"ar yıllık 3 dilim halinde tamamlandığını ifade etmiştim. 80 yıllık Musa
Aleyhisselam"ın nübüvvet dönemi ve 40 yıllık Yuşa Bin Nun dönemi. Davud ve
Süleyman (Aleyhisselam) dönemleri ise bundan farklıdır. Davud Aleyhisselam ile
Süleyman Aleyhisselam"ın toplam iktidar dönemleri 70 ile 80 yıldır. Bu
iktidar diliminin çoğu Süleyman bir kısmı da Davud Aleyhisselam"a aittir.
Huruçtan Arz-ı Mev"ud"a girişin 120 yıl sürdüğü dikkate alınarak
İslâm dünyasının da Filistin"e tekrar kavuşmasının 120 yıl süreceği
öngörülüyor. Kimilerine göre bu süreç 1897"de Basel Konferansı ile
birlikte başlıyor.
Buradan iz sürdüğümüzde karşımıza 2017 yılı çıkmaktadır. Bu da
yaklaşık olarak Davud Aleyhisselam tarafından 3 bin yıl önce kurulan gerçek
(MÖ: 1016) İsrail devletinin simetrisine denk gelmektedir. Bu varsayıma göre,
İsrail"in ömrü 68 veya 70 yıla tekabül etmektedir ki, Hazreti Davut ve
Süleyman Aleyhisselam"ın fiilî iktidar dönemlerine eşittir. Davud ve
Süleyman Aleyhisselam"ın kurduğu devletin ömrü yaklaşık 80 yıldır ve
bazıları gerçekte bunun 70 yılla sınırlı olduğunu söylemektedirler ve bundan
sonra devlet parçalanmış ve iki parçaya ayrılmıştır. Kısaca Davud
Aleyhisselam"ın kurduğu gerçek İsrail devletinden sonra kurulan ve Natura
Karta gibi Ortodoks Yahudilerce sahte sayılan Teodor Hertzl"in vadettiği
yeni İsrail devleti, Davud Aleyhisselam"ın kurduğu devletten yaklaşık 3
bin yıl sonra tarihe karışacaktır. Bu aşamada, sahte ve siyasî peygamber Teodor
Hertzl"in sahte Davud ve Süleyman devleti yıkılacak ve yerine Davud ve
Süleyman"ın gerçek mirasını taşıyan devlet kurulacaktır. Onun süresi de
(Allahu â"lem) yine gerçek Davud ve Süleyman devletinin ömrü kadar
olacaktır.
Bugün yaşanılanlara dair Kur"ân-ı Kerim"de birebir
işaret vardır. Sözgelimi, "Ve cealnakum eksere nefira" âyet-i
kerimesi İsrail ve ABD ilişkilerine işaret etmektedir. Nefir harp teknolojisi
demektir. Bu ayet Carter"ın da işaret ettiği gibi İsrail"in nükleer
tersanesine ve Araplara karşı nitelikli silah üstünlüğüne işaret etmektedir. Ve
ABD, daima İsrail"in bu nitelikli üstünlüğünü muhafaza etmeyi taahhüt
etmektedir. Keza İsra Sûresi 104"üncü âyette ikinci ifsadenin ve
büyüklenmenin nasıl olacağının işareti verilmektedir. Babil sürgünü ve akabinde
M.S. 70 tarihinde Romalılarca Yahudilerin diaspora olarak yeryüzüne
dağıtılmasından sonra ikinci ifsade ve yükselme dönemlerinde Yahudilerin tekrar
Arz-ı Mev"ud"a toplanacakları beyan edilmektedir. Bu ayetteki
"lefif" ifadesi bunun sırrı ve şifresidir. Son vade geldiğinde ise
Müslümanların yeniden Mescid-i Aksa"ya girecekleri ifade ediliyor;
hadisler de bunu teyid etmektedir. Müslümanlarla Yahudiler savaşmadıkça
kıyametin kopmayacağı ve bu savaşta taş ve ağaçların dile geleceği ve
arkalarında saklanan Yahudileri haber vereceklerini ifade ediyor.
9/5/2002 tarihli Afak Arabiyye gazetesi Ahmet Yasin"e dayanarak
böyle bir gelişmeden haber vermektedir. Bu Ahmed Yasin"e göre zafer
müjdelerindendir. Olay şöyle gelişir: Ramallah"da Filistinliler bir
yerleşimciyi kovalamaktadırlar. Adam gider ağaçların arkasına gizlenir ve ağaç
dile gelerek arkasındaki yerleşimciyi haber verir. Bu da hadis-i şerifin
olaylarca tasdiki makamındadır. Bilindiği gibi Birinci İntifada tamamen
taşların dile geldiği ve Rabin tarafından Filistinli gençlerin taşlarla elinin
kırıldığı bir dönemdir. Ve ağaçların Yahudilere karşı çıkmasının bir nedeni de
binlerce ve yüzbinlerce zeytin ve benzeri ağaçları kökünden sökmelerindendir.
Halbuki bu bölge zeytinin vatanıdır. "Vettini vezzeytuni"
ifadeleriyle Allah onlara kasem etmektedir. Beni İsrail ise Allah"ın kasem
ettiklerine hakkı hayat tanımamaktadır. İşin böyle sembolik boyutları da
vardır. Allahu â"lem.
www.habereditor.com
Ya 2017'de İsrail devleti yok olmazsa...
YanıtlaSilSöylediklerinizde yanıldığınızı kabul edecek misiniz?
Ağacın dile geldiğine inanıyor musunuz?
YanıtlaSil