MELHAME-İ
KÜBRA / BÜYÜK SAVAŞ
MELHAME-İ
KÜBRA HADİSİ:
Batı tarafından gelen bir fitne, doğu tarafından gelen bir
fitne ile karşılaşınca, Şam´ın ortasında toplanın
O gün yerin altı üstünden daha hayırlıdır
Melhameler vuku bulduğunda Allah-u Teàlâ Şam cihetinden, Mevali kabilesinden bir grubu gönderir ki onlar Arap´ın en iyi ata binenleri ve silahlı olanlarıdır
Allah onların sebebi ile bu dini kuvvetlendirir
Müslümanların Melhamede merkezleri Şam, Deccalde merkezleri Kudüs ve Ye´cüc Me´cüc vak´asında merkezleri Tur-u Sinâ´dır
Beytül-Makdis´in mâmur olmasını Medine´nin harab olması takip eder
Onu da Melhamenin çıkışı ve onu da Kostantiniyye´nin fethi takip eder
Onu ise Deccal´in çıkması takip eder
Melhame-i Kübra, Kostantıniyye´nin fethi ve Deccal´in çıkması 7 ay (sene) içinde olur.
Melhame-i Kübra ile Kostantıniyye´nin fethi arasında altı sene vardır
Yedinci de Mesih Deccal çıkar
Allah bu ümmete Deccal ile Melhamenin kılıcını birden vermez
Benî Esfer´le (Rumlar´la) aranızdaki sulh
Öyle ki, kadının hamileliği süresi gibi, dokuz ay toplanırlar, sonra size
gadirlik yaparlar
Medinenin fethi
Denildi ki: "--Hangi medine?
"
Buyurdu ki: "--Kostantıniyye


Melhameler vuku bulduğunda Allah-u Teàlâ Şam cihetinden, Mevali kabilesinden bir grubu gönderir ki onlar Arap´ın en iyi ata binenleri ve silahlı olanlarıdır


Müslümanların Melhamede merkezleri Şam, Deccalde merkezleri Kudüs ve Ye´cüc Me´cüc vak´asında merkezleri Tur-u Sinâ´dır

Beytül-Makdis´in mâmur olmasını Medine´nin harab olması takip eder



Melhame-i Kübra, Kostantıniyye´nin fethi ve Deccal´in çıkması 7 ay (sene) içinde olur.
Melhame-i Kübra ile Kostantıniyye´nin fethi arasında altı sene vardır


Allah bu ümmete Deccal ile Melhamenin kılıcını birden vermez

Benî Esfer´le (Rumlar´la) aranızdaki sulh



Denildi ki: "--Hangi medine?


Buyurdu ki: "--Kostantıniyye

Not: Görüldüğü gibi Rumlar
(Hristiyanlar) bir düşmana karşı müslümanlara yardım maksadı ile, müttefik
olarak, Amik ovasına 960 000 kişilik, 80 tümenlik bir kuvvet getirdikten sonra,
müslümanların o düşmana galib gelmesi üzerine anlaşmayı bozup, gadirlik
yapacaklar ve müslümanlar üzerine hücum edecekler
Bu harbe Melhame-i Kübrâ deniyor ve Antakya´da Amik Ovası ve civarında cereyan
edeceği anlaşılıyor
Bu harbde merkez Şam´da bulunuyor ve müslümanların başında kumandan olarak Hz
Mehdi AS bulunuyor
Ve Allah´ın inayeti ile müslümanların bu harbi de kazanacakları anlaşılıyor
Siyah bayraklar gelip de karşınıza çıktında, Farslılar´a ikramda bulunun
Zira sizin devletiniz onlarla beraberdir





Siyah bayraklar gelip de karşınıza çıktında, Farslılar´a ikramda bulunun


BENİ ASFAR
İLE 9 YIL SULH
Amerika siyahi hükümdar zamanında yok olacak denmekte buna
göre 'beni asfar ile 9 yıl sulh yapacaksınız' hadisindeki beni asfarın ABD olduğu
söyleniyor, doğru mu?
Asfar: Arapçada genellikle siyaha mukabil açık renk, özellikle sarı anlamında kullanılmıştır. Ben-ul-asfer, Arapların Bizanslılara, sonra da Avrupalılara verdikleri ad. Açık renk saçları olanın oğlu anlamına gelir. Bir hadiste, Arapların Ben-ül-asfer'e karşı savaşından ve onların başkenti Konstantiniye'nin ele geçirilmesinden söz edilir. Rum hükümdarlarına da mulûk-i ben-ül-asfer denilirdi. Sonraları, İspanya Müslümanları bütün Avrupalılara Ben-ül-asfer adını vermişlerdir. İspanya hakkında yazılmış bir kitap da Tarih-ül-Sujr (ispanya Tarihi) adını taşımaktadır. Bu deyimin, kelime anlamıyle, önce Flavius sülâlesi için kullanıldığı, sonraları bütün Avrupalıları içine aldığı sanılmaktadır.
Asfar: Arapçada genellikle siyaha mukabil açık renk, özellikle sarı anlamında kullanılmıştır. Ben-ul-asfer, Arapların Bizanslılara, sonra da Avrupalılara verdikleri ad. Açık renk saçları olanın oğlu anlamına gelir. Bir hadiste, Arapların Ben-ül-asfer'e karşı savaşından ve onların başkenti Konstantiniye'nin ele geçirilmesinden söz edilir. Rum hükümdarlarına da mulûk-i ben-ül-asfer denilirdi. Sonraları, İspanya Müslümanları bütün Avrupalılara Ben-ül-asfer adını vermişlerdir. İspanya hakkında yazılmış bir kitap da Tarih-ül-Sujr (ispanya Tarihi) adını taşımaktadır. Bu deyimin, kelime anlamıyle, önce Flavius sülâlesi için kullanıldığı, sonraları bütün Avrupalıları içine aldığı sanılmaktadır.
MELHAME-İ KÜBRA
Kan gövdeyi götüren harb en büyük harbdir ve Deccal’in harbinden
daha büyüktür. Zira Deccal’in ordusu bir milletten oluşur. Bu harbi yapanların
ordusu ise birçok milletten oluşur
Rumlar A"mak (Antakya) ve Mercidabık"a inmeden önce
kıyamet kopmayacaktır. İşte bu
sıralarda, onların karşısına şehirdeki bir ordu dikilir ki, bunlar yeryüzünün
en hayırlılarıdır. Her iki ordu harp etmek üzere yerlerini aldıklarında Rumlar;
"bizimle (Araplar, yani) bizim karılarımızı ve çocuklarımızı
esir alanlarla aramızdan çekilin ki biz onlarla çarpışalım. Müslüman (askerler)
bunu kabul etmezler ve şöyle derler;
"Sizinle (bu) kardeşlerimizin arasından Allah"a and
olsun ki asla çekilmeyeceğiz.
Bu sırada harbde başlamış olur. Müslümanların üçte birisi
(harbetmeden) mağlup olur. Allah onların hiçbir zaman tevbelerini kabul
etmesin. Bu arada müslümanların üçte biride öldürülür, bunlar Allah katında en
yüce şehitlerdir. Askerlerin geri kalan üçte biri Rumları yener ve fetihlerine
devam ederler, ayrıca bir fitneye de düşmezler. İşte İstanbulu da bunlar
(TÜRKLER) fethedecektir. (Ebu hüreyre)
Kan gövdeyi götüren asıl o büyük harpler başladığında, Şamdan bir
ordu çıkar. İşte bunlar Allahın gelmiş geçmiş en hayırlı kullarıdır ( sözü
edilen ordu halifenin TÜRK’lerden oluşan ordusudur.) (El fiten)
Nefsim elinde olan Allah"a yemin ederim ki; yılanın sıkışıp
hücresine girdiği gibi , imanda sıkışacak ve sonunda şu iki mescide ( Mekke ve
Medineye ) çekilecektir...
Bu sırada Allah öfkelenir, kılıncıyla onlara darbe ve mızrağı ile
onlara hucum eder. ( Abdullah b. amra ; "Ey Abdullah Allahın kılıncı ve
mızrağından maksat nedir? diye soruldu o da : Mümin kullarının kılıncı ve oku
olmalıdır!" dedi). Artık bundan sonra Rumların hepsi helak olur. Sonra bu
(TÜRKLER) Rum ülkelerine alırlar, onların bütün kalelerini ve şehirlerini
tekbir ve tehlil sesleri ile ele geçirirler. En sonunda Heraklenin şehrine (İSTANBUL)
gelirler ve Halici karşılarında (bir çarşaf gibi ) yayılmış olarak bulurlar.
Daha sonra orayı (istanbulu) tekbir ve tehlil getirerek gth ederler. Onlar
kükreyen tekbir sesleriyle öyle hucum ederlerki, surların bir tarafı düşer,
sonra bir kere daha (ufukları dolduran ) tekbir sesleri ile hucum ederler bu
defa surların diğer kısmı düşer. Ne varki surların denize bakan (haliç) kısmı
düşmez. Bundan sonra onlar ROMAya yürürler ve orasınıda tekbir sesleri ile
elegeçirirler. İstanbuldan öyle çok ganimet alırlarki onlar o gün ganimetleri
(altınları) sayarak değil, ölçek , ölçek taksim ederler" (el-Fiten)
Bu hadisten anlaşıldığına göre: Önce İslam ülkeleri esaret altına
alınır. Öyle ki İslam sadece Mekke-Medineye sıkışır. Ondan sonra Allah Mehdi'yi
gönderir. Ve Müslümanlar bütün dünyayı ele geçirir.
"Allah müminlerin (ordusu)na İstanbul ve Romayı tesbih ve
tekbir sesleri ile fethini nasin etmedikçe kıyamet kopmayacaktır ( Amr. b Avf)
“Saltuknâme”de belirtildiğine göre;
Ayas Gâzî bir gün “Edrene’den taşra” çıkıp, uzaktan hayranlıkla
“şehre nazar urdı”ktan sonra, “ol yirde” uykuya dalıp, “ol gice düşinde
(Hazret-i) Fahr-i ‘Âlem’i” görmüş,(11) Fahr-i Kâinât -sallAllahu aleyhi ve
sellem- kendisine Edirne’nin fethini müjdeleyerek; “Server, biz cân göziyle bu
Edrene’yi görüp durıruz! Cennet buka‘alarundan bir buk‘a (bahçelerinden bir
bahçe)dür, cennet bunuñ zâhir üstindedür. Hakk Te‘âlâ Hazreti buna nazar idüb,
Kur’ân’da ‘Rûm’ dimişdür ve Rûm’uñ bu aslıdur. ‘Elif. Lâm. Mîm. Gulibetü’r-rûmu
fî edne’l-’ard’(12)dan murâd bu Edrene’dür. Bunda müslimânlık nusret ve
ferâhlık bulup dâ’im kuvvet bula; ‘Yefrehu’l-mü’minûne bi-nasri’llâh’(13)
(‘Mü’minler Allah’ın yardımıyla sevinmiş’) ola! ‘el-’Emr’(14) (‘Allah’ın emri’)
târîhinden ki, bu ‘Biz‘’(15) (‘birkaç’) ‘adedinden mevcûddur.
Çün ol hîn (o zaman) ola, benüm ol kavî (kudretli) ümmetüm bu
diyârda gelüb cem‘ olısar (toplanır)lardur ve benî ‘asfer’le (haçlılar’la)
bunlar ceng idüb helâk eyleyiserlerdür. Ve ‘İsâ ‘Aleyhi’s-selâm Mehdî’ye leşker
(asker) olub küffârı kat‘ idiserdür. Hakk
Te‘âlâ (bu şehri) deccâl çıkduğı vakıt ânıñ şerrinden saklaya, âna göstermiye,
gâzîler yüzi-suyına halâs eyleye.
Akşemseddîn -kuddise sırruh- Hazretleri
İstanbul’un Düşeceği Günü Nasıl Bilmişti?
İstanbul’un fethinden sekiz asır önce, Resûlullah Aleyhisselâm
tarafından; “Kostantîniyye elbette fetholunacaktır. Ne güzel kumandandır onu
fetheden kumandan! Ne güzel askerdir onun askerleri!”(17) Hadîs-i şerîf’iyle
taltif edilen Fâtih Sultan Mehmed’in ve askerlerinin “Kostantîniyye’yi feth”
edeceği “Âyet-i kerîme’de dahî gelmiş” olup, Kur’ân-ı kerim’de geçen “Beldetün
tayyibetün = Seçkin belde”(18) ifâdesi “hisâbınca”, gerçekten de şehrin düşüşü
“Hazret-i Risâlet’üñ -‘aleyhisselâm- hicretinüñ sene’-i 857”sinde
gerçekleşmiştir.(19)
Nitekim Hüseyin Enîsî’nin “Menâkîb-ı Akşemsüddîn” adlı eserinde
kaydettiğine göre, fetihten sonra Akşemseddîn Hazretleri’ne “vakt-i fethi”
nasıl “ta‘yîn eyledüği”nden sorup; “Gâ’ibi neden bildüñ ki hükm eyledüñ?”
dediklerinde; “Karındaşum Hızır ile ‘ilm-i ledünnî’de Kostantîniyye’nüñ fethini
vaktiyle istihrâc eylemişdük (çıkarmıştık). Kal‘a feth olındıkdan soñra Hızır
karındaşumı gördüm; kal‘a duvârı üzerine çıkmış, ayakların salınmış
oturmuş(tu).” cevâbını vermiştir.(20)
İstanbul’un fethini müjdeleyen Resulullah Aleyhisselâm’ın;
“Türkler sizinle savaşmadıkça siz onlarla savaşmayın! Çünkü Kantûrâ soyundan
gelen şu Türkler, mülkü ve hilâfeti ümmetimin elinden çekip alacaklardır.”(24)
Hadîs-i şerîf’indeki müjdesini de, bu Âyet-i kerîme’ye göre Yavuz Sultan Selîm
Hân’ın gerçekleştireceğini keşfeden bu zât; “‘Benüm sâlih kullarım ol yire
vâris olur!’ deyû, Hazret-i Hakk sizi tavsîf buyurmuşlar!” diyerek, pâdişâhı
“şâd idüb sevindürmiş”ti.(25)
Nitekim “cifr ilmi”nin üstâdı olarak kabul edilen Hazret-i Ali
-kerremallâhu vechehû- Efendimiz de; “Lâ büdde min Selîmi âl-i ‘Osmân
yemlikü’r-rûmu ve’l-‘acem, sümme yemlikü cezîrete’l-‘arab.” :
“Osmanoğulları’ndan Selîm’in Rûm’a, Acem’e ve ardından Arap diyârına hükmetmesi
yakındır!”(26) buyurarak, fethin onun eliyle gerçekleşeceğini sekiz buçuk asır
öncesinden bildirmiştir.
****
Zira o kan gövdeyi götüren harb en büyük harbdir ve DECCALİN
harbinden daha büyüktür. Zira deccalin ordusu bir milletten oluşur. bu harbi
yapanların ordusu ise birçok milletten oluşur ( konusu geçen harb malazgirt
savaşıdır ve karşı tarafta 12 kralın toplam 80 sancak altında 12şer bin askeri
vardır ki bu 960 bin düşman eder TÜRK ordusu ise 25 bin kişidir yani aradaki
fark 38 kattır
Rumlar A"mak (antakya) ve mercidabık"a inmeden önce
kıyamet kopmayacaktır İşte bu sıralarda, onların karşısına şehirdeki bir ordu
dikilir ki, bunlar yer yüzünün en hayırlılarıdır. Her iki ordu harb etmek üzere
yerlerini aldıklarında Rumlar ; "bizimle (Araplar, yani) bizim
karılarımızı ve çocuklarımızı esir alanlarla aramızdan çekilin ki biz onlarla
çarpışalım Müslüman (askerler) bunu kabul etmezler ve şöyle derler ;
"Sizinle (bu) kardeşlerimizin arasından Allah"a andolsun
ki asla çekilmeyeceğiz.
bu sırada harbde başlamış olur. Müslümanların üçte birisi
(harbetmeden) mağlup olur. Allah onların hiçbir zaman tevbelerini kabul etmesin
Bu arada müslümanların üçte biride öldürülür, bunlar Allah katında en yüce
şehitlerdir. Askerlerin geri kalan üçte biri Rumları yener ve fetihlerine devam
ederler, ayrıca bir fitneye de düşmezler. İşte İstanbul’u da bunlar (TÜRKLER)
fethedecektir. (Ebu hüreyre)
Allah katında en ulu şehid şüphesizki denizlerde yapılan harblerde
şehit olanlardır. Sonra ise Antakya ve civar kasabalarında (Rumlara karşı)
şehit olanlar, daha sonra ise Deccal"a karşı şehit olanlardır ( Abdullah b
el-Astan)
Kan gövdeyi götüren asıl o büyük harpler başladığında, Şamdan bir
ordu çıkar. İşte bunlar Allahın gelmiş geçmiş en hayırlı kullarıdır ( sözü
edilen ordu halifenin TÜRKlerden oluşan ordusudur (el fiten)
Fitnenin en çok yayıldığı bir anda Allah-u Teâlâ çığır açmak için,
bayrağı kaldırmak için Hazret-i Mehdi'yi gönderecek ve ona ruhsat verecek. O
kendisine bahşedilen ruhsatla, mânevî destekle murad edilen noktaya kadar yürüyecek,
vazifesini ifâ edecek. Sonra onun elindeki iradeyi de çekecek.
Deccal'e salâhiyet vermeyi murad edince, onun kuvvetine karşı çok
zayıf düşecek. Bunun sebebi, Hazret-i Mehdi uzağa açılacak, o ise istilâya
başlayacak. Ortalık büsbütün karışacak.
Hazret-i Mehdi çok zayıf düşünce, onun maiyetini kurtarmak ve
İslâm'ı galebe çaldırmak için Allah-u Teâlâ üçüncü olarak da Hazret-i İsa
Aleyhisselâm'ı gönderecek. Deccal ve Yahudiler o şekilde temizlenecek. İslâm
âlemi küffârdan, yahudinin zulmünden kurtarılmış olacak.
Fakat bununla kalmayacak. Bu hâlâtı gören Çin harekete geçecek, o
zamana kadar harplerle boşalan dünyayı istilâ edeyim diyecek. Üzerlerine tank
gibi yürüyecek, fakat Allah-u Teâlâ onları da bir gecede helâk edecek ve
böylece dünyayı boşaltmış olacak.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilbunlara inanan var mı?
YanıtlaSilBunların çoğu bir bir gerçekleşiyor dikkatli bakarsan gorebilirsin
SilBunların çoğu bir bir gerçekleşiyor dikkatli bakarsan gorebilirsin
SilAlim ayda mı yaşıyorsun?
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilDoğan Medyasını yani Yahudi medyasını izleyip inananla, ayda yaşayanlar arasında hiç bir fark yoktur. Bütün kâfirlerin yukarıda anlatılan hadiselerden haberi vardır, fakat bizim televole beyinli vatandaşlarımızın hiçbişeyden haberi yoktur. Bizim televole beyinli vatandaşlarımız ancak okullarda kendilerine telkin edilen "çıplaklık günah değildir", "faiz haram değildir" safsatalarına göre yaşar, karılarını kızlarını bikini denilen donlarla herkesin gözü önünde güneşlendirirler. Ve böylece modern, laik, çağdaş, muhasır olurlar.
YanıtlaSilbaba ne iş yaa ....2 milyar çinli nasıl 1 günde gidecek..virüs mü kapacaklar,ne olcak..allahın sözüne amenna....ama bana biraz karışık geldi bu iş..peygamberimizin hadislerine karıştırma yapılmış olabilir.
YanıtlaSilAllah(c.c.)dinini tamamlayacaktır burada bizden bahis açması, bizi sevindirir,gururlandırır, ancak inanmayanlar mahzun olacaktır İNŞEALLAH.
YanıtlaSilAllah(c.c.)dinini tamamlayacaktır burada bizden bahis açması, bizi sevindirir,gururlandırır, ancak inanmayanlar mahzun olacaktır İNŞEALLAH.
YanıtlaSilNe adamlarsınız lan
YanıtlaSil